Oranda Japon Kaç Litre?
Bir sabah, kaybolan bir sesin yankısıyla uyandım. O kadar alışkındım ki, o sesin ne olduğunu bir türlü çözemedim. Belki de yıllardır ruhumda bir yerlerde kaybolan bir şeyin, suyun derinliklerinden yükselmesiydi. O sabah, Kayseri’nin taş binalarına ve sıkıcı caddelerine bakarak, aklımda tek bir soru vardı: Oranda Japon kaç litre?
Bir Akvaryum, Bir Hayal ve Koca Bir Bekleyiş
Bunu sana anlatmadan önce, biraz geri gitmem gerek. Çocukluğumdan bir hatıra, suyun içinde büyüyen bir hayal… Babamın bir gün “sana akvaryum alacağım” dediği anı hiç unutmuyorum. O an içimde dev bir heyecan fırtınası kopmuştu. Küçük bir çocukken, balıkların yaşadığı dünyada, onlarla aynı havayı solumak, onları izlemek en büyük hayalimdi. Akvaryum, sanki tüm dünyamdan kaçıp gidebileceğim tek bir yer gibi görünüyordu. Balıklar, onların zarif yüzüşleri, renkleri, her biri birer muamma gibi…
İşte bu yüzden, yıllar sonra, Kayseri’de bir ev tutup tek başıma yaşamaya başladığımda, o eski hayalimi tekrar canlandırmaya karar verdim. İkinci el bir akvaryum aldım, büyükçe bir tane. Bir yanda kitaplarım, diğer yanda balıklarım vardı. Ama akvaryumu kurarken, bana öğretilen bir şey vardı: “Akvaryumda balık sayısı, litreyle doğru orantılıdır.”
Fakat, o an anlamadım. O gün “Oranda Japon kaç litre?” diye sordum.
Yeni Bir Dünyanın Kapıları
İlk kez bu balıkları aldığımda, ne kadar heyecanlı olduğumu hatırlıyorum. Oranda Japon balıkları, yuvarlak vücutları ve pürüzsüz derileriyle, sanki kendi minik dünyalarını yaratıyorlardı. Suya alışmaları için zaman gerektiğini söylediler ama ben sabırsızdım. Hemen, akvaryumun etrafında dönerek onların ne kadar büyüyeceklerini düşünüyordum.
Bir süre sonra, işler beklediğim gibi gitmeye başlamadı. Balıklarım, akvaryumda rahatça hareket etmek yerine, kendilerini bir kenara çektiler. Su, ilk başlarda pırıl pırıl parlıyordu ama zamanla bulandı. Geriye doğru gittiğimde fark ettim ki, “Oranda Japon kaç litre?” sorusu yalnızca balıkların yerini değil, belki de kendimi anlamak için sormam gereken bir soruydu. Bir sorunun cevabı, her zaman beklediğimiz gibi basit olamayabiliyor.
Evet, balıkların iyi olması için doğru litre kadar su gerekliydi ama ben anlamadım. Bu hayal, büyüdükçe karmaşıklaştı. Oranda Japon balıkları, gözlerimdeki ışığı kararttı. Bütün bu yolculuk, aslında kendimi anlamakla ilgiliydi.
Hayal Kırıklığı ve Umut
Bir gece, akvaryumun önünde dururken, gözlerim yaşardı. Balıklarımın sağlıklı olup olmadığını bilemiyordum. Su da bulanıklaştı, akvaryumum da… Akvaryumla ilgili her şey, bana hayatın ne kadar kırılgan olduğunu hatırlatıyordu. İnsan bazen, ne kadar dikkatli olursa olsun, bir şeylerin yanlış gitmesine engel olamıyor. Bu balıklara bakarken, bana anlatılan her şeyin aslında sadece yüzeyde kaldığını fark ettim.
Bir akvaryumun içinde, Oranda Japonların mutluluğu, sadece bir hayalin yansımasıydı. O an, hayal kırıklığımı ve karamsarlığımı tam anlamıyla hissettim. Balıklarımı sağlıklı tutmaya çalışırken, kendimi yanlış bir yolda bulmuş gibiydim.
Ama sonra bir şey değişti. Umut, belki de hiçbir zaman geçmedi. Birkaç gün sonra, akvaryumu daha dikkatli temizlemeye başladım. Suyu değiştirdim, oksijen seviyelerini dengeledim. Bir süre sonra balıklarım daha hareketli hale geldiler. Evet, belki mükemmel değildim ama onlara daha iyi bakabilmek için şansım vardı.
Sonuçta Ne Oldu?
Oranda Japon kaç litre sorusunun cevabı, ne kadar suyla ilgili olsa da, daha fazlasıydı. Bu, aslında kendimi ve hayatı anlama yolculuğuydu. Hayat, bazen beklentilerle dolu bir akvaryum gibi. Ve biz, bu akvaryumda sıkışmış kalmış balıklar gibiyiz. Bir an önce büyümek, bir an önce istediğimiz hayatı kurmak istiyoruz ama aslında, sabırlı olmayı ve beklemeyi öğrenmemiz gerekiyor.
Evet, belki de her şey o kadar basit değil. Ama işte bu yüzden hayal kırıklığına uğradım, sonra yeniden umutlandım. Çünkü her şeyin içinde bir dönüşüm var. Balıklarım sağlıklı büyüdü, ve ben de…
Belki de “Oranda Japon kaç litre?” sorusu, bir daha asla bu kadar basit olmayacak. Ama öğrenmek ve büyümek, her zaman zaman alacak.