182 Madde Nedir? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden İnceleme
182. Maddenin Sosyal Adalet Üzerindeki Etkisi
182. madde, İstanbul gibi büyük ve kozmopolit bir şehirde yaşayan bir birey olarak, hayatın her alanında görebileceğimiz toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet meselelerine dair önemli bir tartışma konusudur. Türkiye’deki toplumsal yapının dinamikleri, özellikle kadınlar, LGBTQ+ bireyler, engelli insanlar ve etnik azınlıklar gibi çeşitli gruplar üzerinde belirgin etkiler yaratıyor. Bu grupların 182. maddeden nasıl etkilendiğini anlamak, toplumsal eşitsizlikleri daha derinlemesine kavrayabilmek açısından büyük önem taşıyor.
183. madde, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan, “Kişinin toplumsal cinsiyetine dayalı olarak hakaret edilmesi”ne dair düzenlemeyi ifade eder. Bu madde, toplumsal cinsiyet ayrımcılığını ve buna dayalı şiddet dilini suç sayarak, daha adil bir toplum yaratma amacı güder. Ancak, bu maddenin uygulanması toplumsal algılar, yargı pratiği ve toplumsal cinsiyet normları gibi unsurlardan ciddi şekilde etkilenmektedir.
Toplumsal Cinsiyet ve 182. Madde
İstanbul’da her gün toplu taşımada, işyerinde ya da sokakta gördüğüm sahneler, 182. maddenin ne kadar önemli bir gereklilik olduğunu gösteriyor. Örneğin, metrobüste yaşadığım bir olayı hatırlıyorum; yaşlı bir adam, yanındaki kadına toplumsal cinsiyet normlarına dayalı aşağılama içeren bir dil kullanıyordu. Kadın o anda tepki vermedi, çünkü toplumsal normlar onu bu tür durumlardan ‘sıyrılmak’ için cesaretlendirmiyordu. Oysa 182. madde, tam da bu tür durumlarda bir koruma kalkanı oluşturmayı vaat ediyor.
Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının her alanda, özellikle kadınların iş gücüne katılımı, eğitimdeki eşitsizlik ve kadına yönelik şiddet gibi noktalarda büyük bir etkisi var. 182. madde, toplumun ‘kadın’ ya da ‘erkek’ olarak tanımlanan bireylere karşı oluşturduğu önyargıları, küçük düşürme davranışlarını suç sayarak, bu tür normların yıkılmasına yardımcı olabilir.
Çeşitlilik ve 182. Madde
182. maddenin etki alanı yalnızca kadınlarla sınırlı değil. Toplumda çeşitlilik barındıran diğer gruplar, örneğin LGBTQ+ bireyleri de bu maddenin kapsamına girmektedir. Toplumsal cinsiyetin çok daha ötesinde bir çeşitlilik anlayışına sahip olmamız gerektiği bu maddede daha net bir şekilde görülüyor. Bir gün işyerinde eşcinsel bir arkadaşım, bir toplantı sırasında kendisine yöneltilen homofobik bir şaka nedeniyle oldukça rahatsız olmuştu. Şaka yapan kişi, farkında olmadan toplumsal cinsiyet ve cinsel kimlik üzerinden bir küçümseme dilini kullanıyordu.
183. madde, cinsiyet ve cinsel kimlik üzerinden yapılan ayrımcılıkla mücadele etmek amacıyla önemli bir adım olarak görülmeli. Ancak toplumsal cinsiyet ve cinsel kimlikten bağımsız olarak insan onuruna saygıyı esas alan bir anlayışa sahip olmalıyız. Çeşitlilik, sadece cinsiyet ya da cinsel kimlik üzerinden değil, aynı zamanda farklı kültürel, etnik ve sosyal sınıf gruplarını kapsayan bir anlayışla şekillenmelidir.
Sokakta ve İşyerinde Gözlemlerim
Bir gün, Kadıköy’deki bir kafede çalışan genç bir kadın, sürekli olarak bir müşterisinin “Kadınlar böyle yapar, erkekler şöyle” şeklindeki cinsiyetçi söylemlerine maruz kalıyordu. Bu tür söylemler, sadece kadını değil, tüm kadınları ve toplumu etkileyen, bir tür ‘doğal’ ayrımcılığın yansımasıdır. Toplumda hâlâ güçlü olan erkek egemen normlar, bireylerin haklarına saygı gösterilmesine engel olmaktadır. İşte bu noktada 182. madde devreye girmelidir. Cinsiyetçi, ayrımcı davranışların yasal zeminde kabul görmemesi gerektiği gibi, toplumsal bilinç de bu doğrultuda gelişmelidir.
İşyerinde de benzer şekilde, kadınların daha düşük maaşlar alması, erkeklerin sahip olduğu pozisyonlarda daha fazla yer bulması gibi adaletsizlikler hala devam etmektedir. 182. madde, bu tür örneklerde de, kadınların ve LGBTQ+ bireylerinin eşit haklara sahip olmalarını sağlamada önemli bir yer tutuyor. Ancak sadece yasal düzenlemeler yeterli değildir. Toplumun her kesiminde, bu düzenlemelerin uygulanabilir ve etkin olması için toplumsal bir dönüşüm gereklidir.
182. Madde ve Sosyal Adalet
Toplumsal adalet, toplumun her bireyine eşit haklar tanımakla ilgilidir. 182. madde, bir yandan toplumsal cinsiyet üzerinden ayrımcılıkla mücadele ederken, diğer yandan sosyal adaletin temellerini atmaktadır. İnsanların, yaşadıkları toplumsal cinsiyet veya kimliklerinden dolayı dışlanmamalarını, hor görülmemelerini sağlamayı amaçlar. Ancak bu amacın hayata geçirilmesi, sadece hukuk metinlerinde değil, her bir bireyin günlük hayatında da gerçekleşmelidir.
İstanbul’daki toplu taşımada bir sabah, iki genç kızın birbirlerine sarılarak sohbet etmeleri dikkatimi çekmişti. Bir adam, “Aman, ne yapıyorsunuz, bu şekilde sokağa çıkılır mı?” diyerek onları utandırmaya çalıştı. Bu gibi olaylar, toplumun hala cinsiyetçi bakış açılarıyla şekillendiğini gösteriyor. 182. madde, sokaktaki her bireyi korumayı vaat eden bir düzenleme olarak karşımıza çıkıyor. Ancak sokakta gördüğümüz bu tür ayrımcılıkla mücadele etmek için toplumsal bilinçlenmeye de ihtiyacımız var.
Sonuç
182. madde, yalnızca yasal bir düzenleme olmanın ötesinde, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleriyle mücadelede bir araçtır. Kadınlar, LGBTQ+ bireyleri ve diğer marjinal gruplar için bu madde, bir koruma kalkanı sunmaktadır. Ancak, bu yasal düzenlemelerin toplumsal bilinçle desteklenmesi gerektiğini unutmamalıyız. Sokakta, işyerinde, metrobüste gördüğümüz her ayrımcılık, bu maddenin uygulanmasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Toplum olarak daha adil ve eşit bir yaşam inşa etmek için sadece yasalar değil, bireysel bilinçlenme ve empati de hayati öneme sahiptir.